Doç. Dr. Yeşim Demir
Köşe Yazıları
Yüzde Yüz Haber
Atatürk'ün Önderliğinde Kadim Dostlar Pakistan-Türkiye İlişkileri
Dr. Yeşim Demir - 18 Kasım 2016
Bizim aslımız rengi uçmuş bir kıvılcım iken, O'nun (Atatürk) bakışı ile cihanı kaplayan ve aydınlatan bir güneş haline geldik.
Pakistan Şairi İkbal.
Türkiye Cumhuriyeti ve Pakistan İslam Cumhuriyeti ilişkileri, karşılıklı çıkar boyutundan farklı olup, Türk Kurtuluş Savaşı’na kadar uzanan halklar arası bir dostluktur. Her iki ülke farklı bölgelerde yer almış olsa da güvenlik sorunları, etki kapasiteleri ve bulundukları bölgesel dengeler içinde ki kilit rolleri benzerlik taşımaktadır.
Her iki ülkenin gündeminde güvenlik sorunları çok önemli yer tutmaktadır. Sınır komşuları ile ilişkilerinde tehditler, terörizm, küçük çapta da olsa çatışmalar ve sınır anlaşmazlıkları hem İslamabad'ın hem de Ankara’nın ortak sorunlardır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16-17 Kasım tarihlerinde Pakistan’a resmi ziyarette bulundu. Ziyaretin Türkiye ile Pakistan arasındaki ilişkilerin ve işbirliğinin daha da geliştirilip, güçlendirilmesi yönünde önemli bir fırsat olacağı belirtildi. Son dönemde Ortadoğu'da yaşanan durum ve etkileri göz önünde bulundurulduğunda, her iki ülkenin ortak kaygılarının olduğu konuların ön plana çıktığını düşünmek yanlış olmaz.
Türkiye ve Pakistan'ın içinde bulunduğu bölgede önemli güç unsurları vardır ki bu güçler bölgede liderlik mücadelesi vermektedir:
İran, her iki ülkenin de sınır komşusudur. İran’ın nükleer programı, etkileri Türkiye ve Pakistan açısından güvenlik sorunu oluşturmaktadır.
Afganistan, Pakistan için önemli güvenlik sorunu yaratan bir ülkedir. Türkiye için ise nüfusun yaklaşık %10'unu oluşturan soydaşlarının olması ve NATO-ISAF içinde görevi dolayısıyla önemlidir.
Yine her ülke için önemli bir sorun radikal dinci şiddet grupları. Orta Doğu'dan çıkıp Afganistan’a kadar uzanan coğrafyada etkin olan şiddet grupları Ankara ve İslamabad açısından önem taşımaktadır. Pakistan-Afganistan sınırında bir grup Taliban militanının terör örgütü IŞİD’e biat etmesi, aynı örgütün Türkiye'de de eylemlerde bulunması örnek verilebilir. Ayrıca her iki ülkenin sınırlarında etnik milliyetçi unsurları içeren yapıların gözlemlenmesi de ortak özellikler arasında sayılabilir. Pakistan Ordusu, Afganistan ile sınırının olduğu bölgelerde Taliban ve El Kaide ile mücadele ederken, Türk Silahlı Kuvvetleri de bölücü terör örgütü PKK ile mücadele etmektedir.
ABD ile ilişkilere baktığımızda, Türkiye ve Pakistan açısından önem arz etmektedir. ABD’nin Afganistan’ı işgal etmesi her ne kadar Pakistan için yeni problemler ve çatışma bölgeleri oluşturmuşsa Türkiye için de sınır komşusu Irak’ı işgal etmesi bugün etkilerini yakından hissettiğimiz etnik sorunları da beraberinde getiren sorunlara yol açmıştır. Hem Ankara için hem de Pakistan için radikal dini akımların etkinliği ve şiddetin artması, mezhepsel ve etnik gerilim ortamlarının ortaya çıkması her iki ülkenin iç güvenliği açısından tehlike sinyallerine yol açmaktadır. Ayrıca bir not düşmekte fayda var; 2009 yılında bir gazete haberinde ABD Genelkurmay Başkanı Mullen, "İlker (Başbuğ), PKK konusunda benim üzerimde çalışıyor. Ben de Pakistan konusunda onun üzerinde çalışıyorum. Çünkü Türkiye’nin Pakistan ile çok iyi ilişkileri var" sözleri ile Türkiye-Pakistan arasında tarihten gelen köklü ilişkilerin farkında olduğunu da göstermiştir.
Bir yandan Pakistan ile Hindistan arasında savaş başlarken diğer taraftan da Çin, Pakistan limanı üzerinden Ortadoğu ve Afrika'ya ihracata başladı. Bölgenin kaderini belirleyecek olan jeostratejik öneme sahip Pakistan'ın Gvadar limanı (Çin, projeye finansal ve teknik destek vermeyi ancak limandan yararlanma hakkının devlet garantisinde olması koşuluyla kabul etmiştir.) dünyanın petrol rezervlerinin üçte ikisine sahip olan ve günde ortalama 17 milyar varil ham petrolün taşındığı Hürmüz Boğazı ağzında bulunuyor. Yani deniz yolu taşımacılığı konusunda bölgede rekabete yola açacak özelliktedir. Türkiye'nin de tam bu dönemde yapmış olduğu ziyaret düşündürücüdür.
15 Temmuz Darbe Girişimi karşısında bize destek veren Pakistan'a gerçekleştirilen ziyaret öncesi ülkede önemli bir gelişme söz konusuydu. Pakistan Hükümeti, New York Times'in 4 Mayıs 2008 tarihli haberinde "Türk Okulları Pakistan’a Daha Yumuşak Bir İslam Modeli Sunuyor" nitelemesi yaptığı FETÖ'ye ait 23 okulda çalışan 108 öğretmenin 20 Kasım'a kadar ülkeyi terk etmelerini istemişti. En azından bu gelişme bile ilişkilerimizi ileri boyuta taşıma açısından önemlidir.
Sonuç olarak, farklı coğrafyada olsak da Ortadoğu için çizilen sınırlar içinde yerini alan Pakistan ile güvenlik kaygılarımız karşısında ortak hareket etmeli, ekonomik olarak da Ortadoğu'nun içinde bulunduğu kargaşa nedeniyle ticari alandan uğradığımız zarara karşın rekabetin olduğu, gelir düzeyi düşük, işçiliğin ucuz olduğu Pakistan'a yönelmek faydalı olacaktır.
Unutulmaması gereken bir nokta da, Pakistan halkının Atatürk'e hayran olduğu, adeta kendi önderleri gibi sahip çıktığı ve caddelerine Atatürk ismini verdiği.
Özgün Kaynak için tıklayın: 🏛️